Listesi:
Kuvvetli asitler ile reaksiyona girer. Klorin Triflorid, Bromin Pentaflorid, Boron Triflorid veya Sıvı Hidroflorik Asid ile şiddetle reaksiyona girer. Tutuşma sık sık oluşur. Etanol tutuşabilir ve buhar patlamasına sebep olur özellikle Calsera ortama iyi dağılmışsa. Florin daha fazla ısı ve ışık geliştirerek saldırır. Fosfor Pentoksit ile ısındığında yada nemlendiğinde çok şiddetli reaksiyona girer. Kuru, doğrudan güneş almayan ve nemsiz ortamlarda muhafaza edin. Metallere korozyon etkisi yoktur fakat polipropilen ve cam kaplarda kullanılması tavsiye edilir.
İnsanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara yol açabilen bir fırsatçı patojendir. Çoğu sıcak kanlı hayvanların derisinde ve mukozalarında barınabilirler. Doğada oldukça yaygındırlar ve tozda, toprakta, nesnelerin üzerinde kısacası her yerde olabilirler. Genellikle besin zehirlenmesine, derinin üstündeki bir kesikten deri içine girebilirlerse de irinli apselere ve en önemlisi de arpacık hastalığına neden olurlar. Diğer bakterilerin çoğu 60 derecede yarım saat içinde ölmelerine rağmen, stafilokoklar bir saat sonra bile canlı kalabilirler. Sporsuz oldukları için kuru ortamlarda ve çok tuzlu çözeltilere bile dayanıklıdırlar. (kaynak: klinik mikrobiyoloji)
E. Coli bakterisinin yüzlerce serotipinden biridir. Çoğu suş zararsız olup sağlıklı insan ve hayvanların bağırsaklarında yaşamasına karşın, bu serotipi oluşturan suşlar güçlü bir toksin salgılar ve ağır hastalığa neden olur. 1982'de ABD'de bir kanlı ishal salgınında ilk defa tanımlanmıştır. 1996-97'de İskoçya'da bu bakteri yüzünden 21 kişi hayatlarını kaybetmiştir. Bu serotipli bakteri yüzünden ABD 'de yılda ortalama 73,000 vaka, 60 dolayında ölüm meydana gelir.
Pseudomonas cinsi bakteriler doğada yaygın olarak bulunmakta, fırsatçı enfeksiyonlar ve hastane enfeksiyonlarına yol açmaktadır. Bunlardan P. aeruginosa hastane enfeksiyonu etkenleri içinde ilk sıralarda yer almakta, çeşitli antibiyotiklere direnç geliştirebilmekte ve oluşturduğu enfeksiyonlara bağlı yüksek mortalite ve morbiditeye neden olmaktadır . Hastane enfeksiyonlarının %10-25’inden P. aeruginosa sorumlu tutulmaktadır. P. aeruginosa genellikle çoklu antibiyotik direnci gösterebildiğinden tedavilerde de sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenle kullanımda olan antibiyotiklere karşı duyarlılığın izlenmesi gerekmektedir.
Salmonella tifo, paratifo ve gıda zehirlenmesine yol açabilen, çubuksu, gram-negatif bir enterobakteri cinsidir. Gıda kaynaklı bir hastalık olarak Salmonella' nın önlenmesi için gıdalara temas eden yüzeylerin etkin bir şekilde temizlenmesi gerekmektedir.
Vibrio Parahaemolyticus insanlar için patojen olan deniz kaynaklı birkaç mikroorganizdan birisidir. Gıda enfeksiyonlarına neden olan soğuk ortamda üreyebilen tuz (NACI) seven bir patojendir.
Soğukta saklanan gıdaların bozulmasında önemli rol oynayan, Gram negatif, aerobik, birkaç türü isteğe bağlı anaerob, genellikle hareketli, çubuk biçiminde olan bakteri cinsi. Buzdolabı içerisinde düşük ısıda meydana gelen bakteri sebze meyve vb. yapışıp buzdolabı içerisinde çoğalarak, özellikle tazeliği engelleyip sebzelerin çürümesini hızlandıran bakteri.
İnsan ve diğer hayvanların bağırsaklarının mevcut normal bakterilerini formatlayan Enterobacteriaceae gillerden streptococcus’ tur. Çeşitli antibiyotiklere dirençli olup kullanılan antibiyotikler sınırlıdır. Buna göre uygun bakteri önleyici ilaçlara bağışıklık kazanma durumunda dirençli bakteri haline gelir. İlk seçeceği ilaç Vancomycın (VCM)’ dir.
AIDS’ li hastaların kan semptomlarının orijin bakterisi olarak problem halindedir.
Ülkemizde geçmişte, Trakya Üniversitesinde görüldüğü gibi, bebek katili olarak anılan bu bakteri genellikle yoğun bakım üniteleri ve yeni doğan yoğun bakımlarında boy gösterir. Sıcak ortamlarda ürer ve antibiyotiklere karşı dirençlidir. Havalandırma, yıkama yerleri ve genel banyolardan ortaya çıkar.
Özellikle havalandırmalardan ortaya çıkması yaygındır. Facultative Anaerobe olup, bulaşıcı hastalıktır.
Lejyoner hastalığı mikrobu özellikle split klimaların temizlenmeyen hava filtrelerinde bulunan, insanlarda pnömoni gibi hastalıklara yol açan bir bakteri türüdür. Lejyoner bakterisi adını, 1976 Temmuzundaki o zamanlar gizemli hastalık diye anılan 221 kişinin rahatsızlanıp 34 ölüme yol açan salgın sonrasında almıştır. Salgın öncelikle Amerikan ordusu emekli askerlerinin Amerikan Lejyonu adındaki kongresine katılanlarda ortaya çıkmıştır. 18 Ocak 1977'de rahatsızlığa sebep olan bilinmeyen bakteri tanımlanmış ve beraberinde Legionella diye adlandırılmıştır. Penisilinlerin etkisi bu bakteri üzerinde yoktur. Legionella pneumophila ile mücadelede (dezenfektan) ozon gazı kullanılmaktadır.
Ozon gazı ile dezenfektanda kullanılan ozon gazının miktarı ve süresi önemlidir. Ozon gazının kullanılması uzman kişilerin ve FDA (USA) sağlık kuruluşunun önerdiği ölçüleri doğrultusunda yapılmalıdır. Aşırı dozajda kullanılması halinde ozon gazı insan sağlığına zararlıdır.
Kampilobakterler çeşitli evcil ve yabani hayvanların normal bağırsak floralarında bulunmakta ve bu hayvanlarda enterik ve genital sistem enfeksiyonlarına neden olmaktadır. Ayrıca bu etkenler insanlarda da enfeksiyon oluşturmaktadır. Birçok türünün Vibrio cinsi içinde olduğu sanılan Kampilobakterlerden Campylobacter. Fetus gebe koyun-keçi ve sığırlarda salgın şeklinde yavru atmaların, Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli insanlarda gastroenteritisin başlıca nedenleri arasındadır.
“Metisilin” adlı antibiyotiğe dirençli olan “Staphylococcus aureus” adlı bir bakteri çeşididir. Bu bakteri, deri, yumuşak doku enfeksiyonları, zatürre, kan dolaşımı enfeksiyonları gibi farklı enfeksiyonlara neden olur. MRSA enfeksiyonlarının çoğu hastanede, bakımevleri ve diyaliz merkezleri gibi diğer sağlık kuruluşlarında bulunan kişilerde görülür.
Gecmişte "insuline bağımlı diyabet", "juvenil diyabet", "çocukluk çağında başlayan diyabet" veya "tip 1 diyabet" olarak da adlandırılan bu hastalıkta insulin yapımından sorumlu pankreas beta hücrelerinin harabiyetine bağlı olarak gelişen mutlak insulin eksikliği vardır. Juvenil diyabetin gerçek nedeni bilinmemektedir. Juvenil diyabet, bu hastalığa genetik yatkınlığı olan kişilerde genellikle viral enfeksiyonlar, stres veya travma gibi bir olay sonrasında tetiklenmektedir. Bunun sonucu genetik yatkınlığı olan bireylerde insülin hormonunun imal edildiği pankreasın beta hücreleri, otoimmün bir süreç sonrası tamamen ortadan kalkar. Böylece bireylerde glukoz maddesini hücrelerin içine sokan insülin hormonu yok olur.
Grip, influenza A, B ve C virüslerinin neden olduğu viral bir enfeksiyondur. İnsanda yaygın hastalığa yol açan influenza A virüsüdür. Grip, influenza veya enfluenza, viral bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda ortalama bir haftada geçmesine rağmen; vücut direncini düşüren kronik hastalığı olan kişilerde (diabet, kalp-akciğer hastalıkları, kronik böbrek yetmezliği, AIDS vb.) yaşlılarda ve çocuklarda tedavi daha uzun sürmektedir.
Virüs kaynaklı ölümcül bir hayvan hastalığıdır. Virüsün H5N1 adındaki türevi insanları da öldürebilir.
Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kas ağrıları başlangıç belirtileridir. Akciğerde ağrı görülür. Bunun sonucunda zatürre, solunum sıkıntısı ve ölüme kadar giden bir takım tablolar oluşabilir. Belirtiler hastalıkla temastan 2 -3 saat ile 3 -4 gün içinde kendini gösterir. Ancak, 7-10 günlük kontrol daha doğru olacaktır. Hücrelere yeterli oksijen gitmediği için vücut morarmaya başlar. Bu yüzden Endonezyalılar kuş gribine "mavi ölüm" diyor.
Candida albicans, eşeyli çoğalan, diploit, maya tipi bir mantar türü ve insanlarda oral ve vajinal fırsatçı enfeksiyonların etmenidir. Candida cinsine ait 200 tür olmasına karşın Candida enfeksiyonlarının %75'inin sorumlusu C. albicans'tır. Bağışıklığı baskılanmış hastalarda (AIDS, kanser kemoterapisi, organ veya kemik iliği transferi durumlarında) sistemik mantarsal (fungal) enfeksiyonlar (fungemi), hastalık ve ölümün başlıca nedenleri arasındadırlar. Ayrıca bu yönde riski olmayan hastaların hastanede edindikleri enfeksiyonlar ciddi bir sağlık sorunu haline gelmiştir. C. albicans vücudun diğer çevreye açık ve nemli dokularında (ağız, bebeklerde alt bezi bölgesi vs) da aşırı çoğalırsa kandidoza yol açabilir. Kandidoz kanda ve genital yolda da oluşabilir. Ağızda C. albicans enfeksiyonuna pamukçuk denir.